Salı

DOĞUM HİKAYEM


dogum hıkayesı

Aralık 2014...

Bir çift çizgi ile başladı her şey :) Hemen Yağmur'u aradım beraber hastaneye kan vermeye gittik ve sonuç netleşti. Hamileydim artık! Hemen eve gelip Serdar'ı aradım ki şimdiki aklım olsa mutlaka Serdar'ın işten dönüşünü bekler yüzyüze ve daha özel bir şekilde paylaşırdım bu haberi onunla. Ama heyecandan ve biraz da acemilikten olsa gerek hemen bu mutluluğun ortağıyla paylaşmak istedim bu güzel haberi. Belki de dile getirip, kendi sesimden duyup bir an önce inanmak ve gerçekliğini hissetmek istedim bilmiyorum.
Serdar duyunca heyecandan ve mutluluktan ağladı. Tabii ben de ağladım. Aslında şimdi düşünüyorum da şu an içimde Kerem'e duyduğum sevginin onda biri bile olamayacak bir duyguyla ağlamışım. Eğer anne olmanın bu denli harika bir şeye dönüşebileceğini biliyor olsaydım emin olun mutluluktan çıldırırdım.
doğum hikayesi


Düşününce bile bir garip oluyorum. İçimdeki o minik kalp Kerem'e aitmiş. Benim şimdi öpmeye doyamadığım, bakmaya kıyamadığım pamuk oğlum Kerem'e. Hamileliğim birkaç migren atağı dışında sorunsuz geçti. Hiç kusmadım, fazla ağrım olmadı. Gönlümce bol bol gezdim. Herkes bu günleri iyi değerlendir bol bol gez, bol bol uyu derdi ve ben de öyle yaptım. Enteresan ama hiç meyve yemeyen biri olarak "şeftali" aşerdim :) Tabii mevsimlerden kış olunca şeftali bulması zor :) Günümüzde her şey, her an ulaşılabilir olduğundan, zor ama imkansız olmayan şeftali bulma işini de Serdar bir hamile manavından halletti sağolsun :)

Böyle böyle aylar geçti. Kontrollere Dr. Aylin Ayrım'a gittim ve onun kadar beni rahatlatabilecek bir başka doktor daha olamazdı herhalde. Çok küçük yaşlarda büyüyünce ne olacağımı soranlara tek bir cevabım vardı "Doktor olacağım." Tabii büyüdükçe bunun benim için ne kadar imkansız bir hayal olduğunu anlamam fazla uzun sürmedi. Bir kere acil durumlarda çok fazla panik oluyorum ayrıca kan görmeye de dayanamıyorum :) Böyle bir yapıya sahip olduğumdan doğum benim için büyük olay :) Kesinlikle rahat, işini çok iyi bilen ve benim gereksiz kaygı ve korkularımla ustalıkla başa çıkabilecek bir doktora ihtiyacım vardı. Bu isim de kesinlikle Aylin hocaydı.

Aylar hızla geçmiş karnım iyice büyümüştü. Yaz aylarına hamileliğinin son zamanları denk gelenler ne demek istediğimi çok iyi anlarlar; sıcaktan nefes alamaz duruma gelmiştim. Klima bile benim serinlememe yardımcı olamıyordu artık :) İşte böyle sıcak bir yaz gününde kontrolümüz vardı ve Kerem'in başı yukarı dönmüştü. yani olması gerekenin tam tersi yönde duruyordu bebek. İşte bu çok iyi bir haber değildi. Hamileleğimin sekizinci ayına kadar sürekli normal doğumu konuşmuş ve buna odaklanmıştık. Ama Kerem dönmezse sezeryandan başka seçeneğimiz olmayacaktı. Ki masajlar, duşlar dualar ne yaptıysak olmadı ve Kerem 38. haftada hala ters pozisyonda duruyordu.

Artık izne ayrılmıştım, hastane çantamı hazırlamıştım (hastane çantamda neler olmalı? yazım için linke tık tık), kısacası artık heyecanla Kerem'in doğumunu bekliyorduk. 38. haftadaki kontrölümde Kerem 4 kg ve hala ters duruyor olduğundan doktorumla konuştuk ve en mantıklısının bir an önce sezeryan için gün almak olduğuna karar verdik. Çünkü bebek zaten iriydi eğer normal doğumu beklesek bile çok yüksek ihtimalle normal doğuramayacaktım ki hiç dönmeme ihtimali de vardı. Ben de zaten gergin ve heyecanlı bir insan olduğumdan bebek iri ve tersken birden sancımın gelip acil sezeryana alınma ihtimalini göze alamadım. Madem sezeryan olacaktım en azından bildiğim, ruhen ve fiziken hazır olduğum bir zamanda panik yaşamadan bu işi halletmeye karar verdim ve 4 Eylül 2015 için randevumuzu aldık :)
dogum hıkayesı

Bir gece önce her zaman yanımızda olan dostlarımız Filiz ve Ümit' le bir de kardeşim Aysel ile birlikte gidip hastane odamı süsledik. Eve geldik ama heyecandan uyuyamadık Serdar da ben de. O gece Aysel de bizde kaldı ve sabah hep beraber hastanenin yolunu tuttuk. Nts'ye girdim tüm hazırlıklar tamamlandı ve Serdar'la beraber doğumhaneye alındık. Evet Serdar'la beraber. Çünkü elini tutmam gerekiyordu. Çünkü ben hayatımın hiçbir anında bu kadar heyecanlı ve mutlu olamazdım. Bunu paylaşmalıydık ki Serdar da bu anı yaşamak istiyordu. Sezeryan doğum olacağı için bir sakınca görmeyen doktorumuz perdenin arkasında Serdar'ın da benimle olmasına müsaade etti.
doğum hikayesi

Her ne kadar bu ameliyat kan vs işlerinden çok gerilen bir insan olsam da, hatta kendime ne kadar güvenemesem de genel anesteziyi hiç düşünmedim. O anın her saniyesine tanıklık etmek istedim. O gün ilginç bir şekilde çok da sakindim zaten. Tam olarak 4 Eylül 2015 saat 11:53 te Kerem'i kucağımıza aldık :)

Narkozdan dolayı belirli bir süre sıvı tüketmem gerektiğinden yemek yemem yasaktı. Bir odadakilerin bensiz yediği keteleri unutamam o güne dair bir de hemşirenin emzir dediği anı :)
Evet o ana kadar benim hayallerimdeki bebek hiç ağlamıyor, acıkmıyor hatta çiş bile yapmıyordu :)) Kurduğum bütün hayallerde Kerem sessiz sessiz Serdar'la aramızda yatıyordu ya da en fazla gülüyordu falan :) Hemşire emzir dediğinde bir bebek tüm gerçekliğiyle kollarımdaydı ve ben o güne kadar hiç düşünmediğim sorumluluklarla yüzleşmiş oldum :)

Ne hissettiğimi aslına bakarsanız tarif edemem. Hayatınızda Allah ömür verdikçe hep olacak, size emanet minicik bir kalp kucağınızda duruyor. "Merhaba" dedim "Hoşgeldin, karnımdaki tekmelerin sahibi sen miydin?" Ne kadar da küçüktü! Acaba bakabilecek miyim, yetebilecek miyim derken günler günleri kovaladı.

Şimdi bir bakmışım Kerem 19 aylık... Bana bahar olmuş...Gülüşü dünyaları unutturmuş...

İyi ki diyorum. Çok şükür diyorum. Bin şükür.

Hiç "çocuk çok güzel bir şeymiş keşke daha önce olsaymış" demedim çünkü o zaman Kerem benim şimdiki Kerem'im olmazdı...

Hiç "çocuk çok zor bir şeymiş keşke biraz daha bekleseymişiz" demedim çünkü o zaman Kerem benim şimdiki Kerem'im olmazdı...

Anne olmaya hazır hissetmek diye bir şey yokmuş bunu anladım. Sadece anne olmak varmış.

Sadece şunu söyleyebiliyorum: ben bu kadar sevebileceğimi bilmezdim. Tarif edemezsin ki. Ne hamile olduğumu ilk öğrendiğimde, ne tekmelerini ilk hissettiğimde ne seni kucağıma aldığım o ilk anda ben birini böyle sevebileceğimi bilmezdim çocuk.

İyi ki geldin, iyi ki sen geldin...

Hoşgeldin.

2 yorum:

  1. Harika bir paylaşım, harika bir blog, harika bir anne, harika bir çocuk...
    Umarım her anınızı keyifle yaşar mutlulukla bir ömür geçirirsiniz. Bende (bizde) okuruz mutlu oluruz.
    Bol bol sevgiler. Arzu KURT

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederiz güzel bakan güzel görür :) Mutluluk hepimizin olsun...
    Eksik olmayın...
    Sevgiler benden :)

    YanıtlaSil