Kerem'in ilk balık gördüğü yer büyük teyzesinin evi. Küçük bir fanusun başından uzunca bir süre ayrılmayıp japon balıklarını izledi. Sonra "Kerem balıklar ne yapıyor?" diye sorduğumuzda ağzını balıklar gibi açıp kapatmaya başladı. Bu kadar iyi gözlemlemiş olması beni şaşırttı ve onu heyecanlandıran bu sualtı dünyası keşfini yarım bırakmamak için onu haftasonu Aqua Vega Akvaryum'a götürdük. Orada gördüğü küçük büyük, rengarenk bütün balıklarla çok ilgilendi. Sualtı dünyasının büyülü güzelliğini keşfetmek, yeni canlı türleri tanımak onu çok etkiledi.
O günden sonra oyunlarımızda, etkinliklerimizde bol bol balıkları kullanmaya başladık :) Esas konumuz da bu zaten bizim evde yaptığımız deniz temalı aktivitelerimiz :)
Bahsedeceğim ilk aktivitemiz çok basit ama bir o kadar eğlenceli olan balık yakalamaca :) Küçük renkli balonları aldık içlerine yüzebilmeleri için su doldurduk. Kaş göz çizdik attık su dolu bir kabın içine :) Önce balıklarımızı bir güzel yüzdürdük bol bol. Kerem zaten su ile olan aktivitelere, denize, havuza, yüzmeye, banyo yapmaya, balıklara kısacası su ile ilgili olan her şeye bayılıyor :)
Daha sonra yanına bir boş bir kap getirip balık yakalamaca oynadık. Balıkları tuttuk, tekrar suya attık tekrar yakaladık bu böyle dakikalarca sürdü. En son henüz renkleri bilmese de balıkları renklerine göre ayırdık. Şimdi yeşil balığı ver, şimdi mavi balıkları yakala gibi.
Çok uzun süre ilgisini canlı tutan bir etkinlik oldu bizim için. Hatta üşeyecek diye endişelenip oyunu sonlandırmak istediğimizde buna izin vermedi :) En son balıklarını ona teslim edip en azından su dolu kabı ortadan kaldırabildik :) İçinde su dolu olan minik balonlarıyla da uzunca bir süre oynadı. O balıkcıklarımız da bir kaç günün sonunda çekiştirilmekten ve mıncıklanmaktan yorgun düşüp patladılar :)
Önerebileceğim ikinci aktivitemiz yine bir montessori etkinliği. Duyusal havuz, duyusal oyun, okyanus duyusalı, deniz canlıları duyusalı adına artık her ne derseniz. Öncelikle okyanus temalı bir duyusal havuz hazırladım. Suyu temsilen mavi kinetik kum kullandım, karayı temsil etmesi için de bulgur :) Sonrasında oyun kurması bebeğinizin yönlendirmesiyle size kalmış. Biz ilk etapta balıkları yüzdürdük. Balıklarımız denize dalıp dalıp çıktılar, kaplumbağayı yanlarına yüzmeye çağırdılar. Aralarında konuştular "Heey fok kardeş sen de gelsene:) " dedi küçük köpek balığı. " Güzel yunus da buradaymış merhaba yunuscuk" dedi kaplumbağa. Bu şekilde minik hikayeler yazarak bir süre oynadıktan sonra Kerem bütün hayvanları çıkardı sudan, artık onların uykusu gelmişti çünkü. Aslında Kerem'in yatma vakti gelmişti ancak o kinetik kum ile bir süre daha oynamak istedi. Serdarla ben bile başından kalkmak istemedik açıkçası :) Kumun yapısı Kerem'in çok hoşuna gitti ve gerçekten kumun yatıştırıcı ve rahatlatıcı bir etkisi var. Kendi halinde bir süre özgürce kinetik kum ile oynadı döktü saçtı sonra nihayet bizim minik balığımız da uyumaya gitti :) Bu hikaye de burda bitti :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder