Salı

ÇALIŞAN ANNE OLMAK -- ANNE İŞ'TE




Ben, çalışan bir anne olarak, öncelikle 'çalışan anne' kalıbını çevrendeki insanlara kabul ettirmekte ki zorluklardan ve bu yetmezmiş gibi iş yaşamında karşılaştığımız durumlardan kısaca bahsedip, sonra çalışan annenin de ev hanımı annenin de hayatının aynı derecede zor ve güzel olabileceğine değinip kapatacağım konuyu :) Yine biraz dertleşesim geldiyse demek ki.

Çalışan anne olmak;


  • Çevrenin, ailenin, eşinin, dostunun vb. 'çalışmanın ne gereği var?' baskılarına direnmektir. Enerjinin büyük bir kısmını özellikle işe yeni döndüğün ara "çocuğunla ilgilensene", "kocanın kazandığı para size yetmeyecek mi?" diyenlere çalışmanın, üretmenin, toplumda bir yer edinmenin önemini ve güzelliğini anlatmakla harcarsın.
  • Ev işlerini de hiçbir zaman ihmal etmediğin için çift vardiyalı bir hayatı tek başına çeker çevirirsin ya da temizlikçi ve bakıcı tutarsın, o zaman da kazandığın paranın çoğunu bu şekilde harcadığın için "çalışıyorsun ama para temizlikçiye gidiyor" eleştirileriyle karşı karşıya kalırsın. Çalışmaktan tek anladığı para kazanmak olan insana hayatın içinde olmak, üretmek, kendi ayaklarının üzerinde durmak kavramlarını anlatamazsın. Anlatma da zaten anlamayacaktır emin ol :)
  • Önceliklerini özenle sıraya sokmak demektir. Sen hastalandığında izin almazsın, bebeğinin hastalanma ihtimaline karşı elinde tutarsın o izin hakkını...
  • Temelde zaten çalışan kadın olmak ülkemizde çok zordur. Hamile kalınca işten çıkarılma ya da hamile kalabilir diye hiç tercih edilmeme durumuyla karşı karşıyadır kadın. Anne olduğunda 'Of bunun süt izni, yıllık izni, çocuğunun hastalığı, müsameresi, toplantısı hiç bitmez. ' kafasını yaşayan insanlarla muhattap olursun.
  • Evet arkadaşım belki işyerinde mobbing uygulanır, belki çevrende seni anlayan destekleyen olmaz bencillikle suçlanırsın ama yapma, pes etme. Sen bir kaç sene çalışıp sonra çocuğun olduğunda çalışmamak için okumadın, o kadar emeği bunun için vermedin.





Çalışan anne olmanın güzelliklerine gelecek olursak işten eve geldiğim anda Kerem'in beni sevinçle karşılaması dünyalara bedel :) Gün içindeki stresimi yorgunluklarımı o an itibariyle kafamdan atıp O'nun o güzel gülümsemesine bakıp senin için de, benim için de, geleceğimiz için de en iyisi bu diyebiliyorum. Zaten Kerem'e annem göz kulak olduğu için şanslı kesimdenim gözüm arkada kalmıyor hiçbir zaman. Çalışan anne için en büyük problem maalesef düzgün bir bakıcı bulmak. Eğer bu konuyu atlatabildiyseniz yolunuz açık olsun, güzel günler sizi bekler:)

Tabii ki doğumdan sonra şimdi ne yapmalıyım kafası ben de yaşadım. Hangisi daha doğru olurdu diye gittim gittim geldim iki seçenek arasında. Biraz araştırdım, biraz beynimi, biraz kalbimi dinledim.

Araştırmalarım sonucunda "Ev hanımı anneler, çocuk üzerinde daha çok otorite kurmaya çalışıyor. Çalışan anneler ise çocuklarını bağımsız olmaya daha fazla teşvik ediyor. Çalışan anneler çocuklarını kucaklama, öpme ve onlara sevgi sözcükleri söyleme konusunda daha olumlu davranışlar sergiliyor. Anneleri çalışan çocukların, okul başarıları diğer çocuklardan daha yüksek.’’ gibi olumlu yaklaşımlara rastladım.
Bu tarz yazılar beni cesaretlendirdi. Tabii ki herkes için her koşulda geçerli genellemeler değil bunlar. Ama beni istediğim şeyin peşinden gidebilme konusunda yüreklendirdiler.





Ebeveyn türün ne olursa olsun harika günler de zor günler de yaşayacaksın. İşteyken çok bunaldığında evde pijamaların ve çocuğunla olmak istediğin zamanlar da olacak, evde çok bunalıp yorulduğunda (ki süper anne diye birşey yoktur, 24 saatini çocuğuna ayıran anneler de yorulur, bunalır) iş arkadaşlarınla içtiğin beş kahvelerini özleyeceksin.

Evdeki annelerin çoğu çalışan anneleri bencillik ve kariyer delisi olmakla suçlarken kariyer yapan annelerin bir çoğu da evdeki anneleri bütün gün tv karşısındaki pijamalı kadın olarak görürler. Size soruyorum bu fikirlerin hangisi doğrudur? Aslına bakarsanız ikisi de gerçekçi fikirler olmaktan çok uzaktır. Neden biri diğerinden daha fedakar olmalı ya da neden daha çok zorlanıyor görünmeli? Bazen evde olmak çok daha bunaltıcıdır, bazen çalışmak... Herkesin kendi engelleriyle dolu kendi yolculukları vardır.

Gerçek şu ki; hepimiz anneyiz ve aynı yolun yolcusuyuz, kendimize göre doğrularımız var. Biz birbirimize saygı duyup yüceltmezsek, birbirmizi anlamazsak başkalarından bunları beklemek çok saçma olur. Hepimizin hedefi aynı olmalı: başkalarına karşı hoşgörülü yeni nesiller yetiştirmek ve başta onlara örnek olmak...

Sevgiyle kalın.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder